Posted by Dead FM On 22:10 3 yorum
Çeşitli Sanatçılar
Sonbahar Film Müzikleri
2009


Gel oğul gel
Sana kurban olayım oğul
Gel oğlum Yusufum gel

Sonbahar geçti de, kış mı geldi oğul
On yıl bir delikte kaldın da oğul
Yüreğin mi çürüdü oğul
Benim Yusufum, oğlum

Yüreğine kurban olayım oğul
Gel oğlum Yusufum gel

Büyük derdin vardı da oğul
Bana söyleyemedin mi oğul
Gel oğlum Yusufum gel
Benim Yusufum, oğlum

Bembeyaz alnına ve uzun burnuna oğul
Kurban olayım ben oğlum
Gel oğlum Yusufum gel

Senin için bahar olmadığını biliyordun da oğul
O yüzden mi kışın yaylaya çıktın oğul
Gel oğlum Yusufum gel
Benim Yusufum, oğlum
Posted by Dead FM On 12:06 1 yorum
Cut The Shit
Harmed and Dangerous
2003


Yaşam; iradi müdahaleye başvurulmadığı takdirde, görünen ve verilene razı olduğumuz bir mücadele alanı. Ben de, kendimi sıklıkla bu müdahaleyi gerçekleştirmekten aciz bir ruh hali içinde bulurum. Güçsüz, yalnız ve görünenden ötesini keşfetmeye mecali kalmamış bir insan. Hastalıklı bir biçimde 'bireyselliğin' ve bu doğrultuda 'kendi dertlerinin' kıskacında bir yürek. Türlü itkiler, yüzeyin altına dalmam konusunda beni itekler durur. Birbirlerinden koparılamayacak olan politik, insani ve ahlaki sorumlulukların bilinci yorgun bedenimi motive eder; kendi bedenimin ötesindeki bedenleri kurtararak kendimi kurtarma yükümlülüğünün bilinci her gün tepemde kılıç misali sallanır durur: Benim için bu bilinci yoksaymanın sonuçlarından biri, 'tamamlanmamış', esir bir bedenin 'farkında' bir vaziyette tadılan acılı ölümü ise bir diğeri de farkına varmış olma halinin konfora yönelik eğilimlerle bastırılarak mutluluğu aşağılık biçimde 'gerçek olmayan' ihtiyaçların tatmininde aramaktır; ne mutlu ve ne yazık, ikisi de değişik formlarda dahi olsa ölümdür ve ben ölmek istemiyorum.

Benim, hızlı ve thrashçil punk'a duyduğum yürek yakınlığının kökü bu maddi temelde yatar. Düşük motivasyonun ufuksuzluğunu aşmak için bu kaynaktan güç alırım. Esas dilimin İngilizce olmamasının faydalarından biri de burada: Şarkı sözlerine sıklıkla hakim unsurlar olan anarşistçe otorite karşıtlığının sevimsizliği ve scene sataşmalarının yersizliğini yoksayabilirim. Sözleri okumadığım yahut bildiğim halde yoksaydığım müddetçe biçim ve içeriğin ayrılmaz bütünlüğünü yararak forma odaklanabilirim. Formun, atıllığı canice katleden kararlılığından, gerekli gördüğüm müdahaleyi gerçekleştirmek adına ilham alabilirim.

Cut The Shit'in Harmed and Dangerous'ı '00li yılların Amerikan hardcore punk'ı söz konusu olduğunda, zamanla unutulmuş klasiklerden biri haline geleceğini düşündüğüm bir albüm. Boston-New York kırması bu albüm, döneminin skate/thrashcore altında sıralayabileceğimiz muadillerinin yanında üzerine bulanmış kir ve toz nedeniyle ışıl ışıl parlıyor. Sözlerden fazla bir şey beklemeyelim; gündelik olanın eleştirisi, Boston camiasına sokuşturmalar vs. Suratıma fırlatılan bu sözleri kriptik dizelere yine de tercih etmez miyim? Ederim.

Ben, on sekiz şarkının döndüğü on sekiz dakika boyunca içe döndüm ve güç topladım. Şimdi sıra dışa yönelip müdahale etmekte..
Posted by Dead FM On 16:07 0 yorum
Owen
I Do Perceive.
2001


Kinsella kardeşlerden Mike'ın geniş diskografisinin büyük kısmına hakim değilim, fakat Tim'in sevmediğim bir kaydı yoktur diyebilirim. Her ikisinin de söz yazma hususunda olağandışı bir becerileri olduğunu düşünmüyorum fakat Cap'n Jazz kökünden doğarak yeşeren ağacın, 90'ların ikinci yarısında ikinci dalga emo'dan math rock ve yumuşak tınılı gitar pop'una kadar uzanan bir skalaya yayılan güçlü bir geleneği temsil ettiğini söyleyebilirim. Timmy'nin Owen mahlası altında çıkardığı bu ikinci albüm de, American Football'un kaydedilmiş iki işinin izinden gidiyor. İlk albümün geneline hakim olan donukluğun yerinde, biraz daha parmak şıklatmaya sevkedecek bir tempo ve akışkanlık var. Her ne kadar ilk albüm, Owen diskografisinde en beğendiğim ve uzun süreyle dinlediğim iş olsa da, gruba ilk kez dalacakların 'I Do Perceive.' ile başlamalarının daha yerinde olacağına karar verdim.
Posted by Dead FM On 11:57 0 yorum
Rival Schools, ilk göz ağrım; United By Fate'in sekizinci sene-i devriyesinde yeni bir albüm için stüdyoya girmiş bulunuyor. Son yılların en heyecan verici haberlerinden..
Posted by Dead FM On 19:55 2 yorum

Propagandhi açıkladı. 10 Mart 2009'da çıkacak yeni albümlerinin adı Supporting Caste. Şarkı listesi şu şekilde:
  1. Night Letters
  2. Supporting Caste
  3. Tertium Non Datur
  4. Dear Coach's Corner
  5. This is Your Life
  6. Human(e) Meat (The Flensing of Sandor Katz)
  7. Potemkin City Limits
  8. The Funeral Procession
  9. Without Love
  10. Incalculable Effects
  11. The Banger's Embrace
  12. Last Will and Testament

Posted by Dead FM On 10:25 2 yorum
Cursive
Burst and Bloom EP
2001


Yalan söylemiş olmayayım; Tim Kasher'in sesiyle bir derdim hiç olmadı fakat Cursive'in şarkılarının etrafında döndüğü umutsuzluk/hayal kırıklığı/kaybeden adam temalarının kendisi tarafından formüle ediliş biçimine kimi zaman tahammül edemiyorum -neyse ki ana dilim İngilizce değil ve böylece istediğim zaman şarkı sözlerini yoksayma gibi bir lükse sahibim. Burst and Bloom, Cursive diskografisinin harika üçlüsününden biri. En beğendiğim albümleri olan 2000 tarihli Domestica'nın ardılı ve çoğu kimsenin en beğendiği Cursive işi olan 2003 çıkışlı The Ugly Organ'ın öncülü. Ugly Organ'ın çıkışından sonra gruptan ayrılacak olan çellist Cohn'un Cursive'deki ilk kayıtları da bu EP'de yeralıyor. Oldukça güçlü ve sağlam bir kayıt bu.. Bir de, 'The Great Decay' ve 'Mothership...'in girişlerinin Emogame'in başlarında döndüğü bilgisini ekleyeyim.
Posted by Dead FM On 09:31 0 yorum
Left At Yale
Left At Yale
1999


90'lar emosu'na dair albüm kapağından vokal tarzına; gitardaki gürültülü/yumuşak geçişlerinden şarkı sözlerine; türü belirleyici kılan tipik her türlü öğeyi içeren bir albüm bu. Left at Yale, açıkçası ismini bile duymadığım gruptu bundan bir kaç ay öncesine kadar. Kendileri hakkında internet üzerinden neredeyse hiçbir şey bulmak mümkün değil; o nedenle -Onur sözüm sana, bu albümü kesinlikle dinlemelisin.
Posted by Dead FM On 22:12 0 yorum
Good Luck
Into Lake Griffy
2008


Albümün sesini tanımlamak için 'Plan-It-X tarzı' dersem hata etmiş olmam. '90lı yılların ikinci yarısından bu yana Amerika punk'ının kimi en özgün gruplarına ev sahipliği yapmış bu label'ın son yıllarına damgasını vuran 'folk punk' ekiplerine özgü neşeli ve melankolik, temiz ve basit ses Good Luck'a da sirayet etmiş. Çok güçlü bassline'lar üzerinde, yine label'ın gruplarının pek çoğunda görülebilecek türden bağırtkan ve umutlu vokaller işlenmiş. Herneyse, çok uykum var, kulağımda çılgın atarlı müziklerle uyuyacağım..
Posted by Dead FM On 09:02 2 yorum
Timber
Demo
2007


Timmmbeeeerrrr!! 2007 yazından bir kayıt ama fena halde 80'lerin ikinci yarısının Devrim Yazı tonlarını taşıyor -keza arkadaşlar zaten Gaithersburg/Maryland'den; DC'ye yirmi dakikalık araba yolculuğu mesafesi. Bu demo, geride bıraktığımız sene ele geçirdiğim 'nadir kayıtlar'dan en şaşırtıcısı (şimdi aklıma geldi de, yine aynı bölgenin 2005-sonrası gruplarından End Of A Year'e baya benziyor bunlar).
Posted by Dead FM On 21:28 0 yorum
True Widow
True Widow
2008


Slowride'ı gözümde farklı kılan unsurlardan biri, Deep Elm kataloğuna kattıkları kavurucu çöl sıcağı ise bir diğeri, kuşku yok ki, Dan Phillips'in sesiydi. Bu adamın sesi, müziğin -kendilerinden pek de haz etmediğimi itiraf etmem gereken Nick Cave, Tom Waits gibi yalnız ve viskici adamlarının seslerinde rastlayabileceğiniz, doğru koşullar altında dinlenilmediği takdirde irite edecek olan baygın tınıya sahip. Slowride'ın otoyolda 220 km/s süratine yaraşır şarkılarında bile bu tınıyı farketmek mümkündü.

Dan Phillips'in Slowride'ın dağılmasının ardından müzikle uğraşmaya devam edip etmeyeceğini merak ediyordum. Geride bıraktığımız senenin ilk yarısında True Widow'u kurmuş olduğunun haberi, senenin son çeyreğinde ise ilk kayıtları geçti elime. Kısır sayılabilecek bir senenin en sevdiğim bir kaç albümünden olan bu işinde Dan ve yeni ekibi beynimi müthiş ağır bir tempoda eritiyorlar. Bizimkinin sesi ve gitarı, shoegazecil sisli bir atmosfere stoner kafası ekliyor.

Sabah akşam dinleyip kafa olasınız diye yüklemiyorum da; siz de bilirsiniz, True Widow'unki gibi sesler, kafanda patlayan onca düşüncenin yarattığı uğultunun seni bütünüyle ele geçirmesi önler; geçmişte bıraktığın hayatının ufukta kaybolan karanlığından sana doğru seslenen kimi hislerin uzakta bir yerlerde hala yaşıyor olduğunu hatırlatır: Bunun adı da nostaljidir -kötüdür esasen de, duruma göre, nadiren ferahlatıcı bile olabilir.


free counters

Takip Edenler

Hakkında