Wipers'dan Lagwagon'a uzanan keyfi bir liste üzerinden, uzunca bir süredir neredeyse yalnızca 'eskileri' dinliyorum. İçinden geçtiğim gayrınizami harp sürecinde başvurmak durumunda kaldığım kişisel manada hiç de konvansiyonel olmayan teknik ve taktiksel yönelimlerin yoğun baskısına kendiliğinden gelen bir cevap; belki de bir kök ve benlik hatırlaması şeklinde açıklanabilecek bir cevap bu. Yeni işler heyecanlandırıyor heyecanlandırmasına ama onlara uzanıp kavrama isteğim köreldi bu tuhaf süreç dahilinde ve içerdiği, iliklere işlercesine hissettirdiği 'yol ayrımı' bilincine karşılık düşecek biçimde. Ve fakat güzel sesler paylaşmak isteğim sönmedi. İlk olarak kulağıma geçtiğimiz yaz ulaşan Things We've Grown..'u turuncu yanan bu kora istinaden yerleştiriyorum Dead FM'e.

Şeklen Nada Surf ile Circa Survive'ın arasında duruyorlar -ancak ikisinden de çok daha melodik. Efekt bombardımanı yok ancak masabaşı hamallığından büyük ölçüde azade şekilde -ancak lo-fi değil- sonsuz karanlık uzayda sonsuz hızda dolanma hissiyatı yaratabiliyorlar bazı şarkılarda (Real Time). Albüm düşmüyor; yavaşladığı segmentlerde dahi yoğun gitar yahut çok keskin olmasa da sınırları belli ve kısa bridge bölümlerini takip eden bölümler giriyor araya. Temiz ve iki-üç şarkısıyla akılda kalan bi iş --yahu böyle ciddi görünen kritikler yazmak da pek keyifsizmiş--. Bayağı bir süredir bağımsız ve göreli yumuşak rock sınıfına sokulabilecek şeyler paylaşmıyordum; ufak bir değişiklik olsun bari. 

Mixtapes - Maps (2010)

Posted by Dead FM On 18:27 0 yorum
Gökteki yıldızların en parlağının sonunda ısıtmaya başladığı günler için: Şurada bir hamağımız olsa. Çayırda salıncak. Kafamda karpuz. Meyvenin suyunu ellerimizle çıkarıp yapış yapış dolansak avare. Düşünü kurmak bile güzel.

Denizler -Kaypakkaya da aralarında, '69 Mayıs 1'ini top oynayıp güreşerek karşılaşmışlar. Buzu kırıp yolu açanın ve açanların kümülatif birikimine tekabül eden tarihin sıradanlığına vuruluyorsun. Tarihin kendisi devrimcidir. Devrimci olan ve devrimci kopuşa yol verense beklenmeyen bir çatlaktan sızıyor olduğunu dahi çoklukla farketmediklerimizin birdenbire alev almasıdır. Uzaklardan sanırız, ama esasen hemen yöremizden esen yelin, nedeni ve nasılını çok sonradan anlayabileceğimiz şekilde fırtınayı beslemesidir.

Mixtapes'in coşkulu bahar marşlarını dinlerken yalın olanda saklı ulviyet potansiyeline hayran kalıp, duyargalarını 'biraz' daha fazla açmak için gayret ediyorsun. Şimdi herşey biraz daha anlamlı.

Annabel - Now That We're Alive (2007)

Posted by Dead FM On 22:50 0 yorum
Ohio/Amerika'dan adam çıkmaz, diyenlere inanmayın: Annabel bayağı iyi. Vokallerde olmasa da, gitarlar ve efektlerde kesinlikle shoegaze etkisi var. Bunun haricinde tempo şiftlerini emo yapan öğeler mevcut. Tekrarlar ve genel şarkı yapısının bütününe işlemiş post-punk kırıntıları ile bu kaydın, melodik unsurlar ve xylophone gibi ek enstrümanlar sayesinde indie pop'a yer yer yaklaştığını söylersem; Now That We're Alive'ın karman çorman ve oldukça yetkin sayılabilecek bir iş olduğu iddiasının altını az çok doldurabilmiş olurum sanıyorum.
Posted by Dead FM On 23:04 0 yorum
The One AM Radio
A Name Writ In Water
2004


Hrishikesh'in laptop-başı yatak odası elektronikası yumuşak gitar tınılarının üstüne süs olmuş, Aralık akşamlarımı ısıtmış. Dntel yahut Owen sevenlerin bu kaydı da sahiplenmesi gayet olası görünüyor.
Posted by Dead FM On 18:52 0 yorum
Rotator Cuff
Rotator Cuff EP
1995


Unutulmuş bir grup. Knapsack'in büyük oynamaya başladığı yıllarda birbirlerine yol arkadaşı oldular. Biri hatrı sayılır bir üne sahip olurken, diğeri, Rotator Cuff unutuldu. Grubun bu ilk ve tek kayıtlarında çok güzel gitar-pop melodileri var. 90'ların çöplüğünde buldum bu kayıp frekans aralığını..
Posted by Dead FM On 13:29 0 yorum
Lullaby For The Working Class
I Never Even Asked For Light
1997


BarNone kadrosunun incisi LFTWC, Cursive'in akraba gruplarından. Cursive'in ilk iki albümüne deli gibi sardığım 2004'ü 2005 geçe suları dinlemiştim Ted Stevens'ın önderlik ettiği bu grubu ilk defa; bayadır da dinlemiyordum diyebilirim. Ted Stevens, Cursive'in gitaristidir. Aslında bu adamın sesini, Cursive'in esas adamı Tim Kasher'dan daha çok seviyorum diyebilirim. Ted, sen uykuya dalarken sana masal anlatan abi iken Tim, dırdır edip başını şişiren tipin teki.

Banjo sesleri güzel kılıyor bu albümü. Hypnotist, Show me... ve In Honor of my Stumbling'e dikkat..
Posted by Dead FM On 16:12 0 yorum
The Action Design
Into A Sound EP
2007

download

Tsunami Bomb'un Agent M'i Emily Whitehurst ve grup arkadaşı Matt Mckenzie'nin TB sonrası yeni grupları The Action Design. Esasen bu EP'de yeralan şarkıları (biri dışında -Eyes On Me), iki bin altıda kaydetmişler, self-release etmişlerdi; sevmiştim. Bu EP ise, aynı şarkıların gereksiz biçimde cilalanmış ve Popsmear tarafından basılmış versiyonları. Efektlerde sağlıklı doz aşılmış. Ben M'in sesini çok severim; sırf bu, boktan bir kayıdı katlanılabilir kılar. Into A Sound, iki şarkı haricinde yavan -şarkı sözleri ise M tarzı olarak adlandırabileceğimiz cinsten: içten, basit, gizlisi saklısı yok.
free counters

Takip Edenler

Etiketler

Hakkında