Unutulmuş bir grup. Knapsack'in büyük oynamaya başladığı yıllarda birbirlerine yol arkadaşı oldular. Biri hatrı sayılır bir üne sahip olurken, diğeri, Rotator Cuff unutuldu. Grubun bu ilk ve tek kayıtlarında çok güzel gitar-pop melodileri var. 90'ların çöplüğünde buldum bu kayıp frekans aralığını..
Flyboys, 80'lerin ilk döneminin Orange County punk sahnesinin unutulmuş gruplarından biri. Geçtiğimiz aylarda eBay'de acayip yüksek bir meblağa alıcı buldu bu rare albüm -40$+ gibi.
Dönemdaşları ve hemşerileri Social Distortion, TSOL, Adolescents gibi OC sesini belirleyen gruplara kıyasla neredeyse 'disko müziği' denebilecek bir 'radyo-dostu' havaları vardır. Bu self titled kayıtlarının son şarkısı 'Theme Song' ise surf etkileşimli müthiş bir punk şarkısı. Serin sonbahar gecesini gündoğumuna bağlayan vakitlerde, yeni günün ilk ışıklarının saldığı huşu halinin etkisindeyken dinledik bu albümü; üzerimizde kazaklar. Dostluğu kalplerimizden çıkarıp rakı masasına koymuştuk. Bolca içmiş ve üşümüş; içtikçe ısınmıştık o gece. Rakı masasının orta yerindeki acayip şeyin yaydığı gönül ferahlığıyla yattık ne kadar vakit sonra yataklara.
Bu albümü, iki koca yılın ardından yeniden, o harika gecenin anısına dinliyorum dostum.
Bu albümü, iki koca yılın ardından yeniden, o harika gecenin anısına dinliyorum dostum.
At The Drive-In'in efsane mertebesine yükseltilen albümünde prodüktörlük yapan Alex Newport'un 2005'te aradan çıkardığı güzel işlerden biri (bir diğeri de Bullet Train To Vegas'ın ilk-tek albümüydü); internetten 2$'a getirttim. Albümdeki şarkıların harika sözleri var; söz yazarı Jason'ın söz cambazlıkları/alegorileri ustaca belirlenmiş bir düzeyde: Şarkıları, çözülmesi imkansız bulmacalar haline getirmiyor. Matrons Of The Canals'ın sözlerine bakın, mükemmel. The Church of Black Flag de güzel bir tribute şarkısı olmuş. Bu albümde boş tek bir parça yok dostlar. Bu arada, bastaki Chicken'ın çaldığı diğer grup Dead To Me de oldukça sağlamdır. O arkadaşlardan da birşeyler yüklerim önümüzdeki günlerde..
BarNone kadrosunun incisi LFTWC, Cursive'in akraba gruplarından. Cursive'in ilk iki albümüne deli gibi sardığım 2004'ü 2005 geçe suları dinlemiştim Ted Stevens'ın önderlik ettiği bu grubu ilk defa; bayadır da dinlemiyordum diyebilirim. Ted Stevens, Cursive'in gitaristidir. Aslında bu adamın sesini, Cursive'in esas adamı Tim Kasher'dan daha çok seviyorum diyebilirim. Ted, sen uykuya dalarken sana masal anlatan abi iken Tim, dırdır edip başını şişiren tipin teki.
Banjo sesleri güzel kılıyor bu albümü. Hypnotist, Show me... ve In Honor of my Stumbling'e dikkat..
Banjo sesleri güzel kılıyor bu albümü. Hypnotist, Show me... ve In Honor of my Stumbling'e dikkat..
Amerikan ortabatısından çıkmış en güzel albümlerden biridir 'Departures & Landfalls'. Kansas City'nin göbeği ve etrafındaki bölgeye has 'Midwest Emo' sesinin belirleyici işlerinden biri bu. Prodüksiyon koltuğunda acayip bir isim var: Bob Weston. Nereden hatırlayacaksınız Weston'ı: SST'nin ağır toplarından Volcano Suns'ta bas çalıyordu. Ardından Albini'nin Shellac'ına katıldı ve 1980lerin sonlarından itibaren Steve Albini ile birlikte acayip albümlerin üretim sürecine katkıda bulundular (June of 44, Archers of Loaf, Sebadoh albümleri). Neyse Bob Weston'a kaydı konu -unutmadan bir de şunu ekleyelim, 2000'lerin başında bir araya gelen efsane dostlar Mission of Burma'da çalıyor halen Weston- Prodüksiyonla ilgili diyeceğim şu ki: Müthiş içten bir albümdür bu; vokaller gider kimi yerlerde, neredeyse duyulmaz hale gelir fakat lo-fi bir kayıt da değildir: Güzel ayar.
Bölge sesine has, davul gitar atakları ve sürekli değişen bir dinamik var. Calendar Year, Twenty Four of Twenty Five ve Fire Engine Red nefistir. Grup elemanlarından biri, Boys Life öldükten sonra yine acayip sevdiğim bir grup olan Lullaby For The Working Class'e katılmıştı. Hazır böyle bir bağlantı bulmuşken, yükleyeceğim sıradaki albümün bir 'Lullaby For...' işi olduğunu söyleyeyim bari.
Bölge sesine has, davul gitar atakları ve sürekli değişen bir dinamik var. Calendar Year, Twenty Four of Twenty Five ve Fire Engine Red nefistir. Grup elemanlarından biri, Boys Life öldükten sonra yine acayip sevdiğim bir grup olan Lullaby For The Working Class'e katılmıştı. Hazır böyle bir bağlantı bulmuşken, yükleyeceğim sıradaki albümün bir 'Lullaby For...' işi olduğunu söyleyeyim bari.
New York'un Walter Schreifels ile birlikte en "haso" adamlarından Chris Leo'yu bu grubuyla tanımıştım; sene 2004. Leo kardeşler ünlüdür; en ünlülerini bilirsiniz belki: Ted Leo -Ted Leo and the Pharmacists'ten. Ben Chris'i çok severim. Giriştiği projelerden hiç birinde şaşırtmaz. The Van Pelt büyüleyicidir, The Lapse de keza öyle.
Bu albüme gelelim. Chris Leo'ya has bir vokal tarzı hakim, dinleyince anlayacaksınız. Spoken word vokallerden şift eder, yürek paralamaya başlar birden Leo'nun sesi. Müthiş verimli bir yıl olan 1996'nın en çarpıcı albümlerinden biri olan 'Today Puberty...'de Mr. President haricinde boş şarkı yok. Check it, yaow.
Bu albüme gelelim. Chris Leo'ya has bir vokal tarzı hakim, dinleyince anlayacaksınız. Spoken word vokallerden şift eder, yürek paralamaya başlar birden Leo'nun sesi. Müthiş verimli bir yıl olan 1996'nın en çarpıcı albümlerinden biri olan 'Today Puberty...'de Mr. President haricinde boş şarkı yok. Check it, yaow.
İkinci nesil emo kültünün en önemli örneklerinden biri olarak adlandırılabilecek Texas Is The Reason'ın bu ilk-tek uzunçalarını paylaşmak isterim. Bu vesileyle, aynı dönemin eserlerinden bazılarını bir seri halinde yüklemeyi planlıyorum.
Hazreti Ray Cappo'nun Revelation Records camiasının göbeğinden (Shelter) çıkmış bu arkadaşların bulaştıkları işe, kelimenin tam da o şemsiye anlamı ile 'post-hardcore' demek uygun kaçar sanırım. O dönem patlıyor olan Sunny Day Real Estate-vari gitar tarzına yakın bir albüm bu. Albümün tracklist'indeki sıra, vokalist Klahn'ın hoşuna gitmemişti sanırım -bir kaç sene önce okuduğum bir röportajlarından aklımda kalan bu olmuş. Nickel Wound ve 'albüme adını veren' enstrumental şarkı pek fenadır; dinleyelim.
Texas Is The Reason projesinin ardından grup üyeleri yollarına Onelinedrawing, Jets to Brazil, Chamberlain, New End Original gibi kaliteli ekiplerle devam etti.
Hazreti Ray Cappo'nun Revelation Records camiasının göbeğinden (Shelter) çıkmış bu arkadaşların bulaştıkları işe, kelimenin tam da o şemsiye anlamı ile 'post-hardcore' demek uygun kaçar sanırım. O dönem patlıyor olan Sunny Day Real Estate-vari gitar tarzına yakın bir albüm bu. Albümün tracklist'indeki sıra, vokalist Klahn'ın hoşuna gitmemişti sanırım -bir kaç sene önce okuduğum bir röportajlarından aklımda kalan bu olmuş. Nickel Wound ve 'albüme adını veren' enstrumental şarkı pek fenadır; dinleyelim.
Texas Is The Reason projesinin ardından grup üyeleri yollarına Onelinedrawing, Jets to Brazil, Chamberlain, New End Original gibi kaliteli ekiplerle devam etti.
Bu iki hayvani grubu önümüzdeki ay içinde izleme şansım olacak. FPO, yanlışım yoksa iki üç sene önce Türkiye'ye gelmişti (2006?); gidememiştim. Yaban ellerde kendilerini görmek nasip olacak. Seein' Red, İskandinav ülkeleri dışında hardcore icra eden, dinlediğim ender Avrupalı gruplardan. Açıkçası Avrupa hardcore'u söz konusu olduğunda, kimi bariz örnekleri (İsveç mamülleri) haricinde cahil sayılırım. Cehaletimi besleyen bir unsurdan bahsetmeden geçemeyeceğim: Arkadaşlar, anarşizmden alınacak dersler olduğunu düşünsem de ben toplum mühendisliğine inanan bir sosyalistim. Kara-kızıl düşman kardeşlerden de kızılına meyilli olmuşumdur. Belki malumunuzdur; bu Avrupalı gençleri besleyen önemli alternatif politik kanallardan biri de anarşizm -ve bunun yeşil, vegan, sXe kolları. Bir de üzerine, doğu Avrupa'nın hangi köşesine giderseniz gidin mutlaka karşılaşacağınız müthiş kızıl düşmanlığını ekleyin: Bu gruplar benim için, çekilmez değilse de, katlanması güç hale geliyor. Ciddiye alamıyorum bu arkadaşları. Müziği bana hiç bir şey anlatmayan Kongo'dan devrimci marşlar bile çok daha çekici geliyor..

I Have Ghosts and I Have Ghosts
2007
download
Bu albümü satın alacaktım ancak basıldığının ertesi ayında tükendi; Magic Bullet Recs de henüz bir re-issue yapmadı -bekliyorum (hemen bu arada ekleyeyim: Magic Bullet Records'ın acayip bir kadrosu var. Boy Sets Fire, pg. 99, Majority Rule, Frodus, Cave In, This Will Destroy You vs. gibi)
Loser Life, son yıllarda benim kulağıma ulaşan, 80ler kirine banılmış en güzel hardcore albümünü 2007'de yaptı: I Have Ghosts... Çift vokal, melodik olabiliyor, muhteşem bassline'lar var şarkılarda. Greg Ginn'in dünyaya siktiri her an çekebileceğini hissettiğimiz ince çizgisi üzerinde bağırıyorlar. Çok seviyorum bu albümü. Paylaşayım dedim.
Loser Life, son yıllarda benim kulağıma ulaşan, 80ler kirine banılmış en güzel hardcore albümünü 2007'de yaptı: I Have Ghosts... Çift vokal, melodik olabiliyor, muhteşem bassline'lar var şarkılarda. Greg Ginn'in dünyaya siktiri her an çekebileceğini hissettiğimiz ince çizgisi üzerinde bağırıyorlar. Çok seviyorum bu albümü. Paylaşayım dedim.